Hepimiz fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar yaşadığımız zaman doktora gideriz. Şikayetlerimizi anlattıktan sonra doktor uygun gördüğü ilaçları reçeteye yazar. İlaçları kullanmaya başladıktan kısa bir süre sonra bütün şikayetlerimizden kurtuluruz. Peki ya doktorun yazdığı ilacın hastalığımıza farmakolojik olarak hiçbir etkisi olmadığını öğrenseydik. O zaman nasıl iyileştik? İşte bu sorunun cevabı bize plasebo etkisini anlatıyor.
Plasebo etkisi hastanın hastalığına farmakolojik olarak hiçbir fayda sağlamayacak ilaçların kullanımı sonrası yaşadığı şikayetlerden kurtulma durumudur. Latince ‘hoşnut etmek’ anlamına gelen plasebo tamamen kişinin beklentileri doğrultusunda etki gösteren kısa süreli bir iyileşme halidir.
Her ne kadar yarattığı olumlu sonuçlar nedeniyle sıklıkla başvurulan bir yöntem olsa da bazen tam tersi etki yarattığı durumlarla da karşılaşmak mümkündür. Hasta doktorun verdiği ilacın onu iyileştireceğine fakat ağır yan etkiler yaratacağına inanırsa farmakolojik olarak hiçbir etkisi olmayan ilaç hastada baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik gibi istenmeyen yan etkiler oluşturabilir. Plasebo etkinin tam tersi olan bu etki ise ‘nosebo etkisi’ olarak adlandırılmaktadır.
Plasebo Etkisinin Kullanım alanları Nelerdir?
Plasebo etkisi tıpta oldukça sık kullanılmaktadır. İkinci dünya savaşı sırasında yaraları askerleri tedavi etmek amacıyla kullanılan morfinin tükenmesiyle Doktor Henry Beecher askerlere ilaç adı altında salin solüsyonu (tuzlu su) vermiştir. Bu durum sonucunda askerlerin %40 ı kendilerini daha iyi hissetmiş ve ağrılarından kurtulduklarını belirtmişlerdir. İnsanlarda şaşkınlık yaratan bu durum günümüzde plasebo etkisi ile açıklanıyor.
Tıpta oldukça sağlam bir yer edinen plasebo etkisinin günümüzde en sık karşılaşılan örnekleriden biri ise halsizlik şikayetiyle doktora başvuran bir hastaya doktorun vitamin takviyesi vermesidir. Eğer doktor hastanın şikayetçi olduğu halsizlik sorunun altında bir neden bulamazsa hastaya çoğunlukla vitamin takviyesi verir. Vitamin takviyelerini alan hasta bir zaman sonra yaşadığı halsizlik hissini geride bırakıp eski enerjik haline geri döner. Ancak vitaminler enerji vermezler, hastaya enerjisini geri kazandırmada plasebo etkisi rol oynamıştır. Plasebo tedavi alanında yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandığı için farklı çeşitte plasebolar vardır. Vitamin, distile su (damıtılmış su), aspirin, şeker hapı doktorlar tarafından sık kullanılan plaseboların birkaçıdır.
Şeker hapı kullanımından dolayı halk arasında plasebolar için ‘şeker hapı’ terimi kullanılmaktadır. Bazı durumlarda ameliyat gibi çeşitli tıbbi müdahaleler bile plasebo amacıyla kullanılır. Hastaya onu iyileştireceğine dair bir tedavi senaryosu hazırlanır ve uygulanır. Fakat plasebolar fizyolojik olarak hastalığı yok etmediği için ilaç sayılmazlar ve kronik hastalıklarda kullanılamazlar.
Plasebo Etkisinin Psikolojik Ve Fizyolojik Etkileri Nelerdir?
Hastada sağladığı tedavi olma hissi fark edildiğinde uzmanlar plasebo etkisi hakkında birçok araştırma yaparak nasıl çalıştığı konusunda çeşitli sonuçlara ulaştılar. Plasebo etkisi temelde klasik koşullanma ve özne beklentisi etkisi olmak üzere iki kuramla açıklanır. Klasik koşullanma doğal uyarıcıya verilen tepkinin yapay uyarıcıya da verilmesi durumudur.
Doktorların verdiği ilaçlar hastaları tedavi eder. İlaç farmakolojik olarak etkisiz olduğu halde hastanın ilacı tedavi edici bir madde olarak görmesi ve ilacı aldığında iyileşmiş hissetmesi klasik koşullanmaya örnektir. Özne beklentisi ilkesi ve klasik koşullanma oldukça benzer durumlardır. Özne beklentisi kişinin beklentileri doğrultusunda olaylara tepki vermesi durumudur. Bu iki kuram plasebo etkisinin temelini oluşturur.
Peki plaseboların fizyolojik etkileri var mı? 2004 yılında Michigan Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada deneklere vücutlarında ağrı hissetmelerine neden olacak enjeksiyonlar verilmiştir bir süre sonra ise deneklerin ağrı kesici olarak düşündükleri plasebolar deneklere verilmiştir. Sonuç olarak hepsi ağrılarının dindiğini belirtmiştir. Deney sırasında beyinleri PET tarayısıcısı ile taranan deneklerin endorfin reseptörlerinde bir değişiklik olduğu saptanmış. Sözde ağrı kesici olan plasebo alımı sonrası deneklerin beynin ağrı kesme mekanizması aktif hale geldi. Bu araştırma sonucu beklentilerin yarattığı plasebo etkisinin beynin çalışma mekanizmasını değiştirdiği kanıtlanmıştır.
Plasebo etkisine cevap veren oldukça hasta olduğu gibi cevap vermeyen hastalarda bulunduğundan dolayı, 2008 yılında Upsala Üniversitesi’nde plasebo duyarlılığının genetik olup olmadığını anlayabilmek adına bir çalışma yapılmıştır. Çalışma sırasında kaygı bozukluğuna sahip olan insanların bulunduğu bir denek grubu ve kaygı bozukluğuna sahip olmayan insanların bulunduğu bir denek grubu karşılaştırıldı.
Gruplara uygulanan plasebo tedavisinin ardından denekler değişken bir gen için test edildi. Tryptophan hydroxylase-2 adında serotonin üretilmesinden sorumlu olan bu genin plasebo etkisine cevap veren insanlarda bulunduğu fakat cevap vermeyen insanlarda bulunmadığı saptanmıştır. Bu çalışmada plasebo etkisinin işe yarama durumunun kişinin genetiğiyle doğrudan bağlantılı olduğu kanıtlanmıştır.
Plasebo Etkisinin Kullanımı Konusunda Yaşanan Tartışmalar
Doktorların uzun zamandır reçetelerine yer verdiği plaseboların kullanım oranlarıyla alakalı çok fazla çalışma yapılmaması sonucu 2007 yılında Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma sonucu Chicago bölgesindeki doktorların neredeyse yarısının birçok defa reçeteye plasebo yazdıkları ortaya çıktı. Bununla birlikte reçeteye yazmayan doktorlarında plaseboların işe yaradığına dair inançları oldukça güçlü.
Doktorlar plasebolara hastayı rahatlatmak amacıyla başvurduklarını dile getirmişlerdir. Hastalar çeşitli ilaçların yan etkilerinden korktukları zaman ya da hastalığın tedavisi için bir ilaç bulunmadığı zaman doktor plasebolara başvurur. Bir diğer sık kullanım nedeni ise ilaç kullanmadan tedavi olmayacağına inandıkları için sürekli ilaç isteyen hastalardır. Virüs kaynaklı soğuk algınlığı yaşayan hastaların sürekli olarak antibiyotik istemeleri ve sadece bununla iyileşeceklerini düşünmeleri sonucu doktor hastalara antibiyotik yazar. Oysa antibiyotik sadece bakteri kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Doktorların hastanın bağışıklık sisteminin zayıflığından dolayı eninde sonunca bakteri kaynaklı bir sorun yaşayacağını düşündükleri ve plasebo etkisi sağlaması için antibiyotik yazmaları kişide birçok olumsuz sonuç doğurur. Gereksiz antibiyotik kullanımının bakterileri antibiyotiğe karşı dirençli hale getirmesi bunlardan biridir.
Plasebo alımı sonucu oluşan istenmeyen yan etkiler ve işin ahlaki boyutu değerlendirildiğinde plasebo kullanımı ve plasebo etkisi oldukça tartışmalı bir konu haline gelmiştir. 2006 yılında Amerika Tıp Birliği tarafından hasta bilgilendirildiği ve kabul ettiği müddetçe plasebo kullanımına izin verileceğine dair bir politika oluşturdu. Fakat bazı doktorlar plasebolardan hastaya bahsedildiği takdirde plasebo etkisinin fayda sağlamayacağını düşündükleri için genelde reçeteye yazılan plasebolardan hastayı haberdar etmezler.
Bununla birlikte plasebo etkisi klasik koşullanma sonucu işe yaradığından dolayı etkisinde bir fark olmayacağını düşünen doktorlar da vardır. Çoğu doktor reçeteye plasebo yazdığını direkt söylemek yerine tedavinin bir kısımında uygulayacaklarını belirtirler. Bu sayede hasta ne zaman kullanıldığını bilmez ve plasebo etkisi gerçekleşmiş olur. Plasebo etkisine inanan birçok doktor olduğu için plasebo etkisinin kullanımının yakın gelecekte azalmayacağı aksine artacağı öngörülmektedir.