Emma Bovary, Rouault Baba adında bir çiftçinin tek kızıdır. Babasının geçirdiği kaza nedeniyle, doktor olan Charles Bovary ile tanışmış ve Charles’ın karısı öldükten sonra onunla evlenmiştir. Charles Bovary, mutsuz bir ailenin çocuğu olmasına rağmen okumayı başarmış ve doktor olmuştur. İddiasız, kendi halinde, sıradan bir adamdır.

Madam Bovary Romanı Özeti

Evliliklerinin ilk zamanlarından itibaren evliliğin beklentilerini karşılamadığını gören Emma, yatılı rahibe okulunda gizlice okuduğu kitaplardaki şatafatlı hayatı ve tutkulu aşkları hayal etmektedir. Bir gün doktor olan kocasının iyileştirdiği bir hasta, Tostes’daki evlerine ziyarete gelmiş, Emma’nın hanımefendiliğinden etkilenip onları Paris’teki malikanesinde verilecek olan baloya davet etmiştir. Emma bu baloda hep hayalini kurduğu şatafatlı hayatı yaşayan insanları ve onların mutluluklarını görünce bu hayatı istediğine emin olmuş, hayatı boyunca da bu lüksü elde etmeye çabalamıştır. Baloda dans ettiği Vikont isminde birine aşık olmuş, bu nedenle kocasının kusurları daha da gözüne batar olmuştur.

Kitaplarda okuduğu hayatın gerçekte var olduğunu görmüş olan Emma, bu hayata yakın olmak amacıyla Paris’teki günlük gazetelere ve dergilere abone olmuş, haberleri sürekli takip edip Paris’te olan bütün olaylardan haberdar olarak kendisini Paris’te yaşayan biri gibi hissetmeye çalışmıştır. O şatafatlı hayatı hayalinde canlandırdıkça kendisini Tostes gibi küçücük bir kasabada yaşamaya mahkum eden kocasından soğumuş, ondan daha fazla nefret etmek için kendisini dövmesini bile arzulamıştır.

Bütün bunlar Emma’yı tahammülsüz ve sinirli biri yapmış, hatta onu hastalandırmıştır. O kadar ki Charles artık Emma’nın hava değişimine ihtiyacının olduğunu fark etmiş ve taşınacak bir yer aramaya başlamıştır. Duyumlarına göre Yonville L Abbaye kasabasının doktoru kasabayı terk etmiş ve kasaba doktorsuz kalmıştır. Hemen oranın eczacısıyla iletişime geçen Charles, kasabanın taşınmak için uygun bir yer uygun olduğunu düşünmüş ve karısının iyiliği için oraya taşınmaya karar vermiştir.

Yonville L Abbaye’a geldiklerinde Emma ile Charles’ın bir kızları olur. Emma, kızına annelik yapmaz, onu bakıcıya verir çünkü kendisini bir ev hanımı olarak değil, tutkulu aşkların başrolü olarak görmek istemektedir ve annelik onun bu hayallerine darbe vuracaktır. Yonville L Abbaye küçük bir kasabadır. Burada hiçbir dükkandan iki tane bulunmaz. Bir tane han, bir tüccar, bir eczane, bir kilise ve bir belediye binası vardır. Emma hava değişimi sayesinde değil, gençliği ve güzelliği ile çevredeki genç, yakışıklı ve zengin erkeklerin ilgisinden duyduğu memnuniyetle gün geçtikçe iyileşecektir.

Emma, geldikleri ilk akşam handa yedikleri akşam yemeğinde noter katibi Leon ile derin bir muhabbete girer ve ortak noktaları olan kitapların onları yakınlaştırdığını hisseder. Leon da Emma’ya aşık olur fakat Emma onu beğense de Leon’un aşkına karşılık vermez. Leon ne zaman bir şeyler ima etmeye kalksa Emma yaş farkını ortaya koyup bütün ihtimalleri ortadan kaldırır.

Bunun üzerine Leon, kasabayı terk etmeye ve yakındaki bir ilçe olan Rouen’a taşınmaya karar verir. Emma buna üzülecek vakit bile bulamaz çünkü kasabada malikanesi bulunan genç, yakışıklı ve oldukça zengin olan Roudolf ile tanışır. Roudolf Emma’dan çok etkilenir ve Emma’nın evli bir kadın olduğunu umursamadan önce onun ruh analizini yapar ve böyle bir aşkı aramakta olduğunu düşünüp hızlıca harekete geçme kararı alır. Emma’ya onu yalnız bulduğu ilk fırsatta aşkını itiraf eder. Emma da böylesine yakışıklı ve zengin bir adamın aşkına, kitaplarda okuduğu ve hep hayal ettiği hayata ulaşma arzusuyla karşı koymaz ve onunla birlikte olur. Gizli gizli buluşup birlikte olurlar.

Bu ilişki o kadar ileri gider ki artık Roudolf, Emma’nın birlikte kasabadan kaçma isteğini yok sayamaz hale gelir. Bir tarih belirlerler fakat Roudolf o tarihi türlü bahanelerle erteler. Sonunda erteleyemeyeceğini anlayınca razı olur. Bu süre zarfında rahat yaşamından ve lüksünden en ufak bir taviz vermeyen Emma, kocasının gelirinden çok daha fazla para harcayıp kasabanın tüccarına kocasından gizli borçlanmıştır.

Tüccar özellikle Emma’nın parası olmadığını bildiği zamanlarda borcunu isteyip elindeki senetlerin vadesini uzatma karşılığında daha fazla faiz istemektedir ve Emma da her seferinde bunu kabul etmek zorunda kalır. Sonunda Roudolf ile kaçacakları günün arifesi akşam buluştuklarında birbirlerine yarın buluşmak üzere söz verirler ve evlerine dönerler. Ancak Roudolf, çapkın ve özgürlüğüne düşkün biridir. Eve gidince bu işten sıyrılmanın bir yolunu bulmak zorunda olduğunu anlar ve kızıyla beraber bir kadının sorumluluğunu almaktan kaçmak için, kasabadan gittiğini, onu terk etmek zorunda olduğunu Emma’ya bildiren bir mektup yazar. Emma bu mektubu okurken bayılır. Sonrasında üzüntüsünden tekrar yatağa düşer. Rahibe okulunda okuduğu zamanlardan beri hayalini kurduğu tutkulu aşkı bulmuş ve hep hayal ettiği şatafatlı hayata bu kadar yaklaşmışken her şey birden ellerinin arasından kayıp gitmiştir.

Emma, bu olaydan sonra kocasında görmediği güzellikleri görmeye başlamış, kendini kızına daha bir yakın hissetmiş hatta onu sütannesinden geri almıştır. Kendisini Tanrı’ya daha yakın hissetmek için kiliseye gitmeye ve dini kitaplar okumaya başlamıştır. Böylece hastalığı biraz hafiflemiştir.

word image 169 1

Bir gün kasabanın eczacısı Homais, Charles’a Rouen’da bir tiyatro gösterisi olduğunu ve tiyatroya gitmenin Emma’ya iyi geleceğini söylemiş, Charles da biraz ısrarla bunu Emma’ya kabul ettirmiştir. Ertesi gün tiyatroyu izlerken Charles perde arasında Leon’u görmüş ve onu Emma ile tiyatroyu seyrettiği locaya davet etmiştir. Leon, ortamın gürültülü olduğunu, onlara dışarıda bir dondurma ısmarlamak istediğini söyleyince ikili bu teklifi kabul eder ve üçü birlikte kafeye giderler.

Kafede Leon, tiyatroda sahnelenen oyunun onlar çıktıktan sonraki kısmının seyredilmeye değer olduğunu, hatta en iyi bölümü olduğunu söyleyince Charles ertesi gün kasabaya dönmesi gerektiğini, Emma’nın isterse yarın oyunun kalan kısmını da izleyip tek başına dönebileceğini söyler hatta bu konuda ısrarcı olur. Leon da eline geçen fırsatın farkında olarak bu fikre destek olur ve Emma’yı ikna ederler. Karı koca masadan kalkıp tuttukları otele giderken Leon onları takip eder ve hangi otelde kaldıklarını öğrenir.

Ertesi sabah Charles gidince odada tek kalan Emma’nın yanına gider ve aşkını itiraf eder. Emma onu reddedip göndermek ister fakat Leon kendini tutamaz. Emma’ya sarılıp boynuna öpücükler kondurur ve kadının gülüşünden cesaret bulur. Emma onu odadan kovsa da Leon ertesi gün son bir görüşme için Emma’dan söz almayı başarır. Emma o akşam bu ilişkinin asla olamayacağını açıkça anlatan bir mektup yazar ve buluşmaya gitmemeyi düşünse de mektubu iletecek kimseyi bulamadığı için kendisi götürmek zorunda kalır.

Ertesi gün kilisede buluşurlar fakat kilise görevlisi onları bir türlü yalnız bırakmayınca Leon Emma’yı kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkartır ve bir araba çağırıp bindirir. Arabacıya tenha bir yere gitmesini ve son sürat gitmesini emrettikten sonra arabanın içinde önce Emma’nın yazdığı mektubu paramparça edip camdan dışarı atar, sonra da evli olmasını umursamadan ona sahip olur. Araba otelin önünde durduğunda Emma ile Leon artık sevgilidirler. Ancak bir sorun vardır. Leon Rouen’da, Emma ise Yonville L Abbaye’da oturmaktadır.

Genç ve evli bir kadının tek başına sürekli Rouen’a gitmesi o dönemde açıklanabilecek bir davranış olmadığı için Emma bu işi piyano dersi alma bahanesiyle çözer. Sözde Rouen’da haftada bir gün olmak üzere bir piyano hocasıyla anlaşmıştır. Gerçekte ise sevgilisiyle pahalı otellerde buluşup, gezip eğlenerek gününü gün etmektedir.

Bir defasında Charles’a neredeyse yakalanacak olmasına rağmen Leon’a gitmeye devam etmiş ve kasabada olduğu her gün, Rouen’a gideceği günü iple çekerek sevgilisine mektuplar yazıp göndermiştir. Bu sırada vazgeçemediği lükslerden dolayı tüccara olan borcu iyiden iyiye kabarmış ve evine haciz gelmiştir. Bu borcu ödeyecek güçleri olmadığı için Emma önce Leon’a koşup ondan yardım istemiş, genç adamın elinden bir şey gelmeyince kasabaya dönmüş ve kasabanın ileri gelenlerine tek tek gidip yardım istemiştir.

Noter Emma’ya ahlaksız teklifte bulununca Emma oradan kaçmış ama sonra pişman olmuştur. Daha sonra vergi tahsildarı Binet’ye gitmiş ve az önce noterden duyduğu teklifin aynısını bu kez kendisi yapmış fakat bu sefer de adam teklifi kabul etmemiştir. Emma böylece oradan oraya koştururken aklına birden eski aşkı Roudolf gelmiş, derhal onun malikanesinin yolunu tutmuştur. Roudolf civardaki en zengin kişi olmasına rağmen Emma’yı küçümseyip geri çevirince Emma büsbütün yıkılır ve oradan döner dönmez eczacının çırağı Justin’den kilitli odanın anahtarını ister. Amacı daha önce kulak misafiri olduğu arseniği oradan alıp yutarak intihar etmektedir. Öyle de yapar. Bir avuç arseniği olduğu gibi yuttuktan sonra yatağa düşer.

Charles, o haciz telaşı içerisinde bu sefer karısının derdine düşmüştür. Zavallı kızları Berthe ise annesine ne olduğunu bile anlayacak yaşta değildir. Şehirden doktorlar gelir, zamanının en tanınmış doktoru Lariviere bile gelip Emma’yı muayene etmiştir fakat hiç ümit yoktur. Bunun üzerine kasabanın rahibi çağırılır. Rahibi görünce Emma biraz canlanır gibi olur. Bunun tek sebebi ise artık bu dünyada kavuşması imkansız olan, rahibe okulunda okuduğu zamanlardan beri hayallerini süsleyen o hayata cennette kavuşma ihtimalidir.

Emma’ nın ölümünden sonra zaten acı içinde olan Charles, tavan arasında Emma’nın sevgililerinden gelen mektupları bulur ve o günden sonra git gide kötüleşerek kısa zaman içinde kahrından ölür. Kızları Berthe ise babaannesine gönderilir. Çok geçmeden o da ölünce başka bir akrabası onu kabul eder. Böylece üç yaşam ve bir yuva hayalperest bir kadının tutkularının kölesi olması yüzünden yok olup gider.